Graceful Degradation

Graceful Degradation

Teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte, yazılım ve web uygulamaları her geçen gün daha karmaşık hale geliyor. Kullanıcı deneyimini ön planda tutmak ve her türlü kullanıcıya erişimi sağlamak önemli bir hedef haline geliyor. Ancak, her zaman her kullanıcının aynı donanım, yazılım veya internet hızına sahip olması mümkün olmayabiliyor. İşte burada, “Graceful Degradation” kavramı devreye giriyor.

Graceful degradation, bir sistem veya teknolojinin beklenmedik koşullar altında düşebileceği veya başarısız olabileceği durumlarda, işlevselliğinin kullanıcı deneyimini olabildiğince koruyarak azalması veya bozulmasıdır. Bu yaklaşım, bir sistemin veya teknolojinin tamamen çökmesini önlemek ve kullanıcıların işlerini yapmaya devam etmelerini sağlamak amacıyla tasarlanır.

Birçok alanda kullanılabilir:

  1. Web Geliştirme: Web siteleri veya uygulamalar, tarayıcı uyumluluğu gibi durumlarda, bir tarayıcı belirli bir özelliği desteklemezse veya belirli bir JavaScript işlevi çalışmazsa bile, temel işlevselliği sağlamak için degrade olabilir.
  2. Grafiksel Kullanıcı Arayüzleri (GUI): Bir yazılımın kullanıcı arayüzü, tam işlevselliğini kaybetmeden azaltılmış bir modda çalışabilir. Örneğin, bir programın belirli düğmeleri veya özellikleri belirli koşullar altında etkin olmayabilir, ancak temel işlevselliği hala erişilebilir olabilir.
  3. Mobil Uygulamalar: Düşük ağ bağlantısı veya cihazın bellek sınırları gibi durumlarda, mobil uygulamalar bazı gelişmiş özelliklerini devre dışı bırakabilir veya daha az kaynak tüketen alternatifler sunabilir.
  4. Ağ Sistemleri: Ağdaki bir bileşen arızalandığında veya bir bağlantı kaybolduğunda, sistem diğer bileşenlere geçebilir veya yedek yollar kullanarak işlevselliği sürdürebilir.

Örnek olarak, bir web sitesi düşünelim. Eğer tarayıcı belirli bir JavaScript fonksiyonunu desteklemezse veya bazı CSS özelliklerini algılamazsa, site yine de temel metin içeriğini gösterebilir ve düzgün bir şekilde okunabilir olabilir. Belki de bazı görsel efektler kaybolabilir veya düzen bozulabilir, ancak site hala erişilebilir olur. Mesela bir web sitesi, JavaScript ile animasyonlu bir buton kullanıyorsa, ancak kullanıcının tarayıcısı JavaScript’i desteklemiyorsa, site HTML ile basit bir buton gösterebilir. Böylece, kullanıcı, web sitesinin temel işlevlerini kullanmaya devam edebilir. Bir başka örnekte bir site, video oynatmayı destekleyen bir tarayıcıda video gösteriyorsa, ancak kullanıcının tarayıcısı video oynatmayı desteklemiyorsa, ekranda video yerine açıklayıcı bir metin gösterebilir.

Doğrudan UI ekranlarındaki işlevden farklı olarak yazdığımız kodlarda kullandığımız try-catch blocklarıda aslında bir nevi bu amaca hizmet edebilmektedir. Bir hata durumunda catch de hatayı yakalayıp kullanıcıya uygun mesajı gösterip bilgilendirmek yada başka bir işleme yönlendirmekte bu alanda yapılacak çalışmalardan bir diğeridir. Load balancer larda aslında bu amaca hizmet etmektedirler. Bir sunucuda sorun olduğunda load balancer ın diğer sunuculara yönlendirmesi de bu amaç doğrultusunda yapılan işlemlerden biridir.

Sonuç olarak graceful degradation, yazılım sistemlerinin dayanıklılığını ve kullanılabilirliğini artırmak için önemli bir tasarım ilkesidir. Sistemdeki herhangi bir bileşen veya özellik başarısız olsa bile, sistem, kullanıcıların ihtiyaçlarını karşılamaya devam edebilir. Böylece, kullanıcı deneyimi bozulmadan, sistem performansı korunabilir. Graceful degradation, web tasarımı ve kullanıcı deneyimi alanında, farklı tarayıcı ve cihazlara uyum sağlamak için yaygın olarak kullanılmaktadır. Graceful degradation, web sitelerinin erişilebilirliğini ve kullanıcı memnuniyetini artırmak için etkili bir yöntemdir.

İyi çalışmalar.

Yorum bırakın